14 Aralık 2012 Cuma

Amerika bizim aklımızla oynuyor haberi

Kaynak:
http://www.milligazete.com.tr/makale/amerika-bizim-aklimizla-oynuyor-209534.htm?mid=50

Aklımızla da hafızamızla da oynadığını sanıyor desem daha doğru olur.
"Hocam bizim çok değerli siyasilerimiz ve çok değerli strateji uzmanlarımız var. Yutmazlar."
Diyebilirsiniz, haklı da olabilirsiniz.
Ancak ben size şu anda Müslümanların yüz karası Müslümanlar kimdir? Diye sorsam kimler aklınıza gelir?
Afganistan'da Amerikalılara karşı mücadele veren Müslümanlar aklınıza gelmişse şimdi dikkatle okuyun:
Afganlı Müslümanlar, Rus ordularına karşı mücadele verirken kahramandılar, Mücahiddiler.
Birçok insanımız maddi yardımlarla beraber kendisi de o cihad faaliyetine katılırdı.
Onlardan biri Türkiye'ye geldiğinde Bakanlık seviyesinde karşılama yapılırdı.
Şimdi aynı adamlar işgalci Amerika'ya karşı cihada kalkınca Türkiye dahil dünyanın her tarafında "Terörist" olarak tanıtılmaktadırlar.
Bu, aklımız ve hafızamızla oynamak değil de nedir?
1974 yılında "Kıbrıs Barış" harekatında 6. Filoyu Kıbrıs'ın açıklarına konuşlandıran ve "Vururum" diyen, vuramayınca ambargo uygulayan ve dünyaya uygulatan Amerika'ya karşı bize kendi omzunda silah taşıyarak ambargoya aldırmayan Muammer Kaddafi, o günlerde bütün gazetelerin birinci sayfasında "Kara gün Dostu" manşetleriyle övülürken uçağa omzunda silah taşıyan fotoğrafları en büyün şekilde verilirdi.
Şimdi ise yirmi yıldır Amerika onu evinde vurmak için sarayını bombalamasına rağmen öldüremeyince NATO'yu devreye sokarak öldürmeye ve kanının sorumluluğunu NATO devletlerine dağıtmaya çalışıyor.
Kaddafi'nin asıl suçu Batıya başkaldırması da değil zannederim.
Afrika'ya gidip gelenlerden öğrendiğime göre hemen hemen her ülkenin başkentinde Kaddafi tarafında yaptırılan dev Külliyelerin varlığı ve buraların işlevi.
Mesela, Ruanda' da nüfusun yüzde onu Müslüman.
Ama en önemli Bakanlıklar Müslümanlara verilmiş.
Nedenini araştırdım, oraya gidip gelen ve ilgili bir gözle inceleyenlere sordum, sebep olarak ikisi de Katolik olan Hutu'larla Tutsi'lerin birbirlerini Avrupa patentli bıçak ve silahlarla öldürdükleri, bir milyon insanın ölüsünü köpeklerin bile yiyip bitiremediği için kokudan ülkede durulamadığı bir günde hem Hutu hem Tutsilerden olup da Müslüman olanların bu iğrenç savaşa katılmadığı günlerde her iki tarafın yaralılarına gizlice bakıp tedavi ettiği ve arabuluculuk görevi yaptığı, bazılarını evlerinde gizlediği için her iki tarafın sevgisini kazanmışlar.
Onun için Bakanlıkların en önemlilerini Müslümanlara vermişler.
1895 yılına kadar aralarında hiçbir anlaşmazlık olmayan bu iki kabile ekmeklerini bölüşüp yerlerken Almanlar burayı işgal edince kabileden birine iş vermiş öbürüne vermemiş ve öbürünü öldürmesini sağlamış.
Almanlar ve onların ardından Belçika ve Fransa'nın işgaliyle kabile savaşları başlamış en son 1994'de bir milyon Katolik Ruandalı öldürülmüş.
Tutsi'ler de Katolik, Hutu'lar da Katolik.
Papanın elini saygıyla öpen Avrupalı liderler bu öldürme olayına seyirci kalmamış bazı ülkeler öldürme aleti olarak bıçak ve silah göndermiş.
Vatikan'daki Papa da bu öldürme olayına seyirci kalmış ve kılını kıpırdatmamış.
On milyonluk Ruanda'da bir milyonluk Müslüman bu iki kabilenin arasını adilane bulmada etkili olduğu için bakanlıkların en önemlilerini onlara vermişler.
İşte bu Ruanda'ya da Kaddafi bir külliye yapmış.
Başkentteki külliyenin merkezinde çok çok büyük bir cami.
Onun etrafında:
Kur'an-ı Kerim okutulması için çok modern bir medrese.
Dil merkezi.
Tiyatro salonu.
Yetimhane.
Futbol, Basketbol sahaları.
Hastahane ve diğer sosyal tesisler yapması, Kaddafi'nin asıl suçu bu.
Bu yazımı Kaddafi'nin yanlışlarını bilerek yazıyorum.
Kaddafi'nin yanlışları amelde.
Libya halkını Müslüman olduğu için öldürenlerin yanlışı temelde.
Biri Müslüman, öbürü kendi Katolik Hıristiyan'ına bile sahip çıkmayan sömürgeci kafir.
Rabbimiz, Maide suresinin 32'nci ayetinde "Haksız yere bir adamı öldüren bütün insanları öldürmüş gibidir" buyurur.
Sevgili peygamberimiz de "Müslüman bir insanın öldürülmesinden, insansız bir dünyanın yok olması Allah katında daha ehvendir" buyurmuş. (Tirmizi, Diyat 5, İbni Mace, Diyat,1)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder