25 Ekim 2013 Cuma

osmanlı ve atatürk

abdülhamit han 33 sene dış güçlere karşı vatanın bölünmemesi için büyük uğraş vermiştir yoksa daha atatürk 5 yasındayken türkiye diye bişe kalmazdı.dönemler farklıdır Neye göre ıspatlayacak acaba.İlerde gerçek tarih ortaya çıkarda neyin nasıl kimin ne olduğunu öğreniriz umarım.Birileri zamanında olan biteni hala saklamaya devam etmezse tabi.Demirel bir konuşmasında:Bu milletin Vahdettini bir 100 yıl daha hain bilmesi gerekir derken neyi kastediyodu acaba?Düşünün! Acaba kim kime ihanet etti?1917 de ingilizlerden bu ülkede kuracağınız bir devletin bir şehrinden valilik isterim diyen kimdi?Acaba lozanda gizli bir anlaşma yapan kimdi?Bu anlaşmanın neticesinde 110 yıllık petrol çıkarmama yasağını kim imzaladı.Sizce neden hala petrol çıkaramıyoruz?

19 Ocak 2013 Cumartesi

İş bankasının "servet bey" reklamına yapılan yorumlar

Müşteri hizmetleriniz dahi adam gibi çalışmıyor.
yatırın paraları reklamlara çalışana gelinçe az kar ettik o yüzden veremiyoz işinize gelirse çalışın diyin ..
Walla senede iki defa kullandığım vadesiz hesabımdan 84 lira hesap işletim ücreti alınca tassaruf masarruf hikaye oluyor
bence çok klasik ve bayat bir fikir...bankanın USP sine ne katıyor veya neyi iletiyor anlamadım..zaten çok arkaik bir pozisyonu dahada arkaik hale getiriyor..
yılbaşında bu bankanın hatları kitlendi..kartla alısveriş yapamadık.. öyle bir mağdur etti ki insanları.. bir de hizmet bedeli kesmiş, üstelik öğrenci kartından(sözüm ona öğrencilerden yıllık hizmet bedeli kesilmiyormuş) her aklıma geldiğinde saygıyla anıyorum...
paranız çoksa,kapıda karşılarlar...
kardeşim memleket biliyor iş bankasını burada iş bankasını sevenler ya işbankasından ekmek yiyenler yada şakşakçılarıdır.
tamam daha işbank la çalışmam bu videoyu izledim bütün ilişkimi kestim
Servetin değil Amerikan bankası tanıtımı gibi olmuş. Hiç beğenmedim. Bankanın değerini düşüren basit bir reklam olmuş.
Biz beğeniyoruz cem ve iş bank parayı koyuyor
reklam için deli para harcamışlar tasarruf bu mu yani o..... nekadar aldı acabaaaaaa
Ne yaşanmış olabilir Servet Bey servetine servet kattı,meddahlık yaparak..
İş bankası nedir ? Borcu yoktur kağıdı için 35 tl alan banka... diğer bankalardan bu belge ücretsiz tahsil ediliyor yasal soygun
Servet beye reklam için milyonlar vereceğine personeline para verse keşke bu banka
Tasarrufa değil gereksiz harcama ve israfa özendirir! Bunun yerine satranca yatırım yapsalar daha yararlı! Sözde Türkiye Satranç Federasyonu sponsoru ...Lisans vize ücretini sıfırlayın bari!!!
Vay bee, ne kadar da Avrupai bir ülkeymişiz halbuki eskiden.. Tam eski Türkiye.. çok orjinal hakkaten..
tasarruf tabi kaçpara harcadılar acaba reklam filmi için
ey isbanksi hyonetimi reklamlara cem yilmaz a bi ton para dokeceginize calisanlarinizin maaslarina bi bakin....
Lafa gelince fena esersiniz, icraata gelincede pamuk şekersiniz.
işbankasıda diğer bankalara benzedi. güvenmiyorum artık
bence fazlasıyla Amerikan özentisi olmuş nerede özgünlük
Çok FIIISSS olmuş.. Bizimle alakası yok..
Bu reklamdan sonra iş bankasiyla anlaşma yapmicaklar yorumumu begensin
böyle reklamlardan daha ziyade müşteri memnuniyeti önemlidir diye düşünüyorum....hesap işletim ücreti adı altında aldığınız yüksek ücreti hesabıma iade etmenizi rica ediyorum sizden...teşekkürler...
En çok yolan en çok güldüren büüyüüük banka işbankası .. İftiharla sunar ..
servet beyın zaten servetı cok neden hala servetıne servet katarsınız anlamıyorum reklam parasının yerıne faızlerde indirim yapılbılırdı.
reklamlar önemli değil müşteri memnuniyeti önemli bankanızdan memnun değilim80tl hs işletim ücreti alındı kızıp hs kapatmak istediğimde sorulmadı bile hs niye kapatıyorsunuz
tasarruf dermiş ler israfa bak.
Şu iş bankasınla kimler çalışır anlamadım k.kartı 25 tl aidatı için müşterisini mahkemeye veren bankadan hayırmı gelir.herkes duysun kredi kartı aidatını istesenizde vermiyolar artı mhk.veriyorlar.uyuma sevgili halkım
https://www.facebook.com/isbankasi/posts/408468845894008 İş bankası servet bey reklamı kamera arkası, İş bankası servet bey reklamı, kamera arkası, İş bankası, servet bey reklamı kamera arkası,

15 Ocak 2013 Salı

hakkını aradı icralık oldu

Sakarya Karasu'da esnaflık yapan Seyfettin Ayar, 60 liralık banka kartı aidatına itiraz etmesinin ardından kendisine gelen icra kararı ile şoke oldu.
Karasu Tüketici Hakem Heyeti tarafından kart ücretinin iadesine verilen kararın ardından banka tarafından dava edilen Ayar'dan mahkeme masrafları ile birlikte 600 TL isteniyor.
Sakarya'nın Karasu ilçesinde esnaflık yapan Seyfettin Ayar, bir bankadan aldığı kredi kartının yıllık 60 lira olan aidatının iadesi için Karasu Tüketici Hakem Heyeti'ne başvurdu. Tüketici Hakem Heyeti, aidatın iadesi yönünde karar verdi. Ancak banka karara itiraz etti. Karasu Asliye Hukuk Mahkemesi, bankanın itirazı ile hakem heyetinin kararını iptal etti. Banka da Ayar'dan mahkeme masrafları ile birlikte 600 TL istedi. Yargıtay'a itiraz süresi içinde karara itiraz etmeyen Ayar'a icra gönderildi.
Seyfettin Ayar, Yargıtay'a itiraz süresi konusunda kendisine uyarıda bulunulmadığını öne sürdü. Parayı ödeyip karşı dava açacağını belirten Ayar, "Başbakan'dan Banka Genel Müdürlüğüne, Karasu Tüketici Hakem Heyeti'ne kadar kimseye hakkımı helal etmiyorum. Başbakanımız 10 yıldır iktidarda, ancak bu konuyla ilgili net bir kanun çıkarmadı.
Şeriat yasalarının anayasa olarak kabul edildiği Suudi Arabistan’da, kralın hem yasama hem de yürütme yetkilerini elinde bulundurarak, kendisinin atadığı bakanlar kurulunun verdiği kararların yine kendisi tarafından veto edilebilmesi, ülkede herhangi bir siyasi partiye izin verilmemesi ve her yurttaşın dinleme oturumlarında krala şikâyetlerini iletebileceği yönündeki düzenlemeler, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki ayaklanma yaşamış birçok ülkeden daha az demokratik bir rejime sahip olan S. Arabistan’ın, sadece nüfusun %25’ini oluşturan Şiilere karşı mezhepsel bir ayrımın değil, tüm vatandaşlarının tepkisini çekebilecek ülke yönetimine katılım hakkına yönelik eksikliğin de odağı olduğu görülmektedir. Nüfusun büyük bölümünün başkent Riyad, Cidde, Mekke, Taif, Medine, Dhahran, Dammam, El Huber ve Hufuf gibi büyük kentlerde toplandığı ülkenin Basra Körfezi kıyısında Şii nüfus yoğunluk göstermekte, toplam nüfusun %97’sinin müslüman olduğu ülkede resmi dil olan Arapçanın yanında birçok lehçe de varlığını sürdürmektedir. Ekonomisinin temeli petrole dayananan, ham petrol ve petrol ürünlerinin, devlet gelirlerinin %90′dan çoğunu oluşturduğu ülkede, başlıca petrol bölgeleri olan; El Huber, Ash Sharqiyah, Dhahran, Dammam ve Al Qatif’te petrolün büyük bölümü ARAMCO şirketi tarafından çıkartılmakta ve petrolden elde edilen kazançla; petrol yatakları, petro-kimya sanayisi ve yapay gübre üretimi gibi sanayi kolarının yanı sıra demir-çelik sanayisi, çimento sanayisi, besin sanayisi, vb. dallar gelişim göstermektedir. Mutlak monarşiyle yönetilen ülkede Suud ailesi; kral ve yakınlarının ülke yönetiminde sahip olduğu otoritenin yardım kuruluşları, dernekler ve yargı ile iç içe yapısı dolayısıyla muhalefete pek izin vermemekte, mevcut durumdan memnun olmayan aydın ve vatandaşların örgütlenmesi yaygın istihbarat ağı ile engellenip, sert önlemler alınmakta ve eğitim- kültür seviyeleri artan halkın istekleri potansiyel bir beklenti oluştururken, Suud ailesi belirli periyodlarda halka maddi yardım yaparak, gençlere evlenmeleri için olanaklar sağlamakta ve eğitim bursları vermektedir. Suudi Arabistan’ın toplumsal yapısına baktığımızda sadece Şiiler değil, Maliki ve Şafi mezhebine mensup önemli bir kesimin de varlığı görülmekte, geçmişte Necd bölgesinden çıkan Vehhabizm şimdilerde tüm ülkede hakimiyet sağlamışken, ülkenin güney kesimindeki Asir, Nejran ve Jizan gibi bölgelerde Vehhabi olmayan Arap kabileleri dikkat çekmekte, ülkenin doğusunda Basra Körfezi civarındaki Şiiler ise yönetim ve ticaretten pay istemektedir.vSuudi liderlerin ulusal birlik politikalarına rağmen Suudi Arabistan’da yasayan bireyler kimlik vurgularında Suudi kimliği yerine bolgeci bir yaklasım sergilemektedirler. Asirli, Hicazlı, Nejdli ve Ahsalı gibi kimlikler Suudi kimliğini oncelemektedir.[1] Dünya petrol rezervlerinin yaklaşık %23’üne sahip olan ve en düşük maliyetlerde petrol üreten ülkede yaklaşık 264 milyar varil perol rezervi bulunmakta, 5’i ulusal diğer 2’si ise Mobil ve Shell ile yarı ortaklı 7 rafineriden 2009 rakamlarına göre günde 2,1 milyon varil petrol üretilmektedir. Ülkenin nüfus artış oranının yüksekliği, devletin ekonomideki baskınlığı, petrol fiyatlarının yaşadığı dönemsel dalgalanmalar ve ülkenin ham petrol ihracatı dışında pek gelir elde edememesi mevcut işsizliği %20’lere çıkartmıştır. 1970-1988 yılları arasında millileştirilmesi tamamlanan ve Suudi Aramco adını alan Aramco ve Sabic adındaki firmalar ülke ekonomisini belirlemektedirler. Aramco’nun son yıllarda yaptığı çeşitli anlaşmalar ve bünyesine kattığı tankerler sonucunda petrol taşımacılığındaki dünya sıralaması ilk 5’e girmesini sağlamıştır. Suudi Arabistan’ın yurtdışında 100 milyar dolar civarında yatırımı olduğu bilinmekte, Suud ailesinin ise tam olarak belirlenememekle birlikte 100 milyar dolardan daha fazla yatırıma sahip olduğu sanılmaktadır. Ülke ekonomisinin petrole dayalı olması ve petrol fiyatlarının yaşadığı dalgalanmalar, Suudi ekonomisinin kimi dış ödemeler konusunda açık vermesine neden olmuş, son zamanlarda ise bu denge pozitif bir yönde seyrederken, özellikle 2008 yılında dış ödemeler dengesinde 142 milyar dolar fazla çıkmıştır. Ülkede artan petrol gelirleri, yabancı işçi sayısının çokluğu, buna rağmen çoğunluklu olarak Şii gençler arasında yoğunluk gösteren işsizlik ve iş bulma konusunda devlet ve özel sektörün ilgisizliği, ülkede var olan mezhepsel ayrımcılık sonucunda yönetime karşı muhalif bir yönelimin uyanabileceğini düşündürmektedir. Suudi Arabistan’da Şii tabanlı bir ayaklanmanın Sünni kesimce doğru algılanmayacağı ve mevcut şartlarda memnun olmadıkları yönetimle Sünni halkın daha sıkı bir bağ kurmasına neden olacağı konusunda yorumlar yapılsa da; halkın genelini saran işsizlik, hayat pahalığı, kamu hizmetlerinin yetersizliği ve özellikle belediye çalışmalarının, yöneticilerinin atama ile gelmesi ve herhangi bir seçim ve rekabet ortamına tabii tutulmaması nedeniyele, istenilen seviyede olmayışı Sünni ya da Şii tüm halkın taleplerini kapsamaktadır. Suudi Arabistan’ın kurucusu olan Kral Abdulaziz’in vefatından günümüze kadar oğulları arasından seçilen krallar, rejimde bir değişiklik olmazsa mevcut kral Abdullah’ın ardından kendisi kadar yaşlı iki (kardeşi) veliahtın da tahta çıkması ile devamını sürdürecektir. Yalnız Kral Abdulaziz’in başka oğlu kalmadığı için ikinci nesil krallar, mevcut torunlar arasından seçilecek ve bu seçim Kral Abdullah’ın taht kavgası yaşanmasını engellemek için kurduğu ‘Beyat Heyeti’ taradından belirlenecektir. Ülkede muhalefet olarak varlığını sürdüren El-Kaide, Şii gruplar, İslamcı muhalifler ve liberal muhalifler Suud ailesinin özellikle 11 Eylül ve 2003 Irak müdahalesi sonrası kurduğu geniş ve sert güvenlik ekseni ile şimdiye kadar çok fazla muhalif ses çıkartamamış, gösteri yapmanın bile yasak olduğu ülkede halkı arkasına alıp rejime baskı yapacak güçlü muhaliflerin varlığına rastlanmamıştır. Suudi Arabistan’da Ocak ayında tıpkı Tunus’ta olduğu gibi bir genç kendisini yakmış, özgürlük ve siyasal yetki isteyen insanların düzenlediği imza kampanyalarında Sünnilerin katılımı Şiilerden fazla çıkmıştır. Ülkede, tıpkı Libya’da olduğu gibi, rejim İslam alimlerinden ayaklanmaların ve protestoların islama aykırı olduğunu söyleyen fetvalar alarak bildiriler dağıtmıştır. *Bekir Aydoğan/Ekopolitik Araştırma Merkezi Alıntılar [1] Joseph Nevo, “Religion and National Identity in Saudi Arabia”, Middle Eastern Studies, Vol. 34, No. 3 (Jul., 1998), s. 47 Kaynak: Suudi Arabistan’ın Sosyal, Politik ve Ekonomik Yapısı Ayaklanmalar, Bekir Aydoğan, Petrol, Suudi Arabistan

Suudi Arabistan’ın Mezhebi Haritası - mezhepler bölgeler ve yaşam

Hamza el-Hasan SAAF-Suudi Arabistanlı bir araştırmacı yazar Hamza el-Hasan’ın el-Cezire televizyonu için hazırladığı SAAF-Suudi Arabistanlı bir araştırmacı yazar Hamza el-Hasan’ın el-Cezire televizyonu için hazırladığı raporu arkadaşımız Furkan TORLAK çevirdi. Araştırmacı ve yazarlar Suudi Arabistan’a, homojen yapıda bir devlet gibi (homogeneous state) bakmaya alışsa da, Suudi Arabistan dışarıdan böyle gözükse de ya da gündemde tutulan veriler dolayısıyla başkalarının zihinlerinde böyle bir imaj canlansa da hakikate Suudi Arabistan –hatta Arap yarımadası- tarih boyunca bize başka bir gerçeği yansıtmaktadır. Suudi Arabistan hakikatte heterojen yapıda olan (heterogeneous state) bir devlettir. Nitekim bu ayıplanacak bir durum da değildir. Zira Suudi Arabistan’da birbirlerinden farklı kültürler, mezhepler, etnik gruplar, akımlar, iklimler, lehçeler, coğrafi bölgeler ve siyasi bir tarih vardır. Ayrıca Suudi Arabistan’ın kendi içerisinde heterojen bir yapıda olmaması, içerisindeki oluşumların uyumsuz olmasını gerektirmemektedir. Özelde Suudi Arabistan, genelde Arap yarım adası, tarihi boyunca hiçbir zaman tümüyle homojen bir yapıda olmamıştır. Bu durum cahiliye devrinde de, cahiliye sonrası İslam döneminde de böyledir. Nitekim bu yeni devlet kurulmadan önce de kurulduktan sonra da bu durum değişmedi. Buna rağmen çeşitli yerel politikler Suudi Arabistan hakkında yanlış bir görüntünün zihinlerde yer edinmesine sebep olmuştur. Bu tür politikalar Suudi Arabistan’ın tek bir yapıda olduğu, Suudi Arabistan’da tek bir mezhebin bulunduğu söylemeye çalışmıştır. Buna göre İçişleri Bakanı Emir Naif’in geçtiğimiz Nisan ayında* gazetecilere söylediği gibi ortada bir “selefi devlet” vardır. Oysa Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, Suudi Arabistan’ın kültürel ve dini çoğunluklara sahip gerçeğini gündeme aksettirmemiştir. Binaenaleyh Batılı yazarların Suudi Arabistan üzerine yazdığı yazılar gerçekten uzak bir görüntü arz etmiştir. Zira Suudi Arabistan ve iç durumu hakkında edinilen yanlış bilgiler, birçok hata ve yanlış genellemelerle doludur ve yanlış bir görünümün zihinlerde yer etmesine sebep olmuştur. Ancak geçtiğimiz on yıl içerisinde “Suudi Arabistan’ı yeniden keşfetmek” diye niteleyebileceğimiz bir konu gündeme gelmiştir. Bu konu yalnızca dışarısı için geçerli değildir; bizzat içerideki Suudi Arabistan halkı da buna dâhildir. 2250 km2’ye yakın bir yüz ölçümüne sahip olan Suudi Arabistan, çöllerle dolu geniş toprak sahası dolayısıyla farklı bölgelere yerleşmiş, yarı kapalı bölgeler birbirine uzak kalmıştı. Öte yandan ulaşım araçlarının yetersizliği, güçlü bilgi akışının olmaması, bölgedeki halkın birbiri hakkındaki izlenimini zihinsel anlamda farklı bir şekilde oluşturdu. Buna göre her bölge hissediş ve başkasıyla ilişki kurma, ayrı bir devlet gibiydi. Siyasi ve etnik baskı dolayısıyla Suudi Arabistan’daki çoğulcu hakikat ve gerçek yüzeysel olarak gizlenmişti. Böylelikle yerel medyanın on yıllar boyunca dikte ettiği görüntü varlığını sürdürmekteydi. Peki, bizim keşfetmeye çalıştığımız hakikate daha yakın izlenim nedir? Özet olarak ortada çeşitli mezheplerden, bölge ve kabilelerden oluşan vatandaşlarıyla geniş bir kuşağı bünyesinde barındıran bir “Suudi Arabistan” devleti vardır. Bu oluşumlar, 1926 Ocak ayında olgunlaşan, 1932 yılında ilan edilen “Suudi Arabistan Memleketi” adlı tek bir siyasi çerçevede birleştirilmiştir. Ancak çoğulcu realite o zamandan beri pek bir değişime uğramamıştır. Buna göre Suudi Arabistan’ı oluşturan bölgelerin özellikleri aynı şekilde varlığını devam ettirmiştir. Ancak tek bir “Vehhabi” dini kalıbı içinde eritilerek kültürel ve toplumsal örgü yeniden yapılandırılma noktasında bu taraftan birçok çabalar harcanmaktadır. Vehhabilik ve Necd bölgesi gibi siyasi birleşmede temel teşkili eden iki unsur yeni Suudi Arabistan devletini oluşturmuş, kendi rengini bu yapıya nakşetmiştir. Suudi Arabistan’daki mezhebi/dinî harita, bölgesel siyasi haritayla da uyumludur. Bu bakımdan Suudi Arabistan toplumuna, azınlıkların toplam nüfusun üçte birini aşmadığı bir toplum olarak da bakabiliriz. Buna göre Suudi Arabistan dört ana bölgeden oluşmaktadır: 1- Orta bölge (Necd): Selefi ve Vehhabi okumasıyla birlikte ağır basan Hanbelî mezhebi bu bölgede ağırlıktadır. Bu bölgenin mezhep âlimleri, resmi dini müesseselerin ana sütunlarını teşkil etmektedir. Nitekim dini işler, yargı, öğretim, dini yönlendirme, mescitler, vakıflar vb. kurumlar bu kimselerin kontrolündedir. Devletin dini çehresi, başka hiçbir akımın katkısı olmaksızın burada çizilmektedir. Yayınlanan resmi istatistiklere göre -ki bu istatistikler genellikle arka planında siyasi etkenlerin bulunması sebebiyle araştırmacılar tarafından pek de dikkate alınmamaktadır- bu bölgenin nüfusu, toplam nüfusun yüzde 32.12’sini teşkil etmektedir. Bu bölge halkı Suudi Arabistan topraklarının yüzde 36.20’sini kapsamaktadır. Ayrıca “Necd” bölgesinde, Şimr kabilesinden İbnu’r- Reşid’in himayesinde Şiiler de bulunmaktaydı. Ancak Kral Abdulaziz, buradaki Şia varlığını Şimr kabilesine savaş açmak için dini bir gerekçe saymış ve bu bölgeyi ele geçirerek bölgedeki Şii nüfusun varlığına son vermiştir. 2- Batı bölgesi (Hicaz): Bu bölgede genel olarak Maliki ve Şafii mezhebi yoğunluktadır. Ayrıca bu bölgede diğer İslamî mezheplere mensup küçük dini guruplar da vardır. Bu bağlamda Medine-yi Münevvere’de Zeydi ve Caferi Şiiler bulunmaktadır. Yenba bölgesinde de Keysaniyye Şiası ile Sufi gruplara rastlanmaktadır. Resmi sayımlara göre bu bölgenin nüfusu, ülkenin toplam nüfusunun yüzde 32.87’sini teşkil etmekte, bölge halkı Suudi Arabistan topraklarının yüzde 20.99’unu kapsamaktadır. Hicazlıların kendilerine has dini otoriteleri, Seyyid Muhammed Alevi el-Maliki gibi dini sembolleri vardır. Bu bölge Mısır’daki el-Ezher üniversitenin ekolüne yakındır. Nitekim bu bölgedeki vatandaşların Körfez (Birleşik Arap Emirlikleri), Suriye ve diğer ülkelerdeki dini şahsiyetlerle ilişkileri vardır. Ancak Hicaz’ın dini kararları oluşturma fonksiyonu kaybolmuş; Başkent Riyad ve orta bölgedeki Bureyde bölgelerinin kontrolü ele geçirmesinden sonra, az bir etki dışında Hicazlıların Suudi Arabistan’da pek bir etkisi kalmamıştır. 3- Güney Bölgesi (Asir, Ceyzan ve Necran): Bu bölge kabile ve mezhebi yapı açısından karışıktır. Resmi mezhep de dâhil olmak üzere tüm İslami mezhepler bu bölgede bulunmaktadır. Ancak bölgede başka düşünsel ekollerin etkin olamaması nedeniyle resmi akım bu bölgede nisbî bir genişleme sağlamıştır. Nitekim Güney bölgesinde Şafii ve Maliki mezhebi dışında Zeydi mezhebi de etkindir. Necran’ın çoğunluğu İsmaili mezhebine mensuptur ve bu akımın kendilerine has dini otoritesi vardır. Bu ekolün Suudi Arabistan’daki toplam nüfusu yarım milyon civarındadır. 4- Doğu Bölgesi (Kutayf ve el-İhsa’): Bu bölgenin çoğunluğu Şiidir. Bu bölgenin yüz ölçümü Suudi Arabistan’ın yüz ölçümünün yüzde 31.28’idir. Resmi sayımlara göre bu bölgenin nüfusu toplam nüfusun yüzde 14.67’sine tekabül etmektedir. Bu bölge asırlardır çeşitli dini akımlara ev sahipliği yapmakta, geçtiğimiz asrın ortalarına kadar bu akımlar güçlü olarak varlıklarını bu bölgede sürdürmekteydi. Günümüzdeki buradaki akımların başlarında belirli aileler bulunmaktadır. Maliki mezhebi, “Mübarek ailesi”, Şafii mezhebi, “Abdulkadir ailesi”, Hanefiler de “Molla Ailesi” çevresinde varlığını sürdürmektedir. Hanbelîler ise Suud’lular tarafından zayıflatılmış; dini liderleri hicri 13. asrın başlarından itibaren intikam korkusuyla (Şeyh İbn Feyruz gibi) göçe zorlanmıştır. Bu noktada elde edebileceğimiz çıkarım şu şekilde olacaktır: · Suudi Arabistan’a (bölgesel anlamda) belirli bir mezhebi çoğunluk hâkim değildir. Bu ülkede, yakın tarihe bakacak olursak Vehhabi-Selefi akımın kendi içinde yaşadığı kadar Sünni ve Şiiler arasında bir ikilem yaşanmış değildir. Bu çerçevede Suudi Arabistan’ı bir arada tutmak için çeşitli savaşlar yapılmıştır. Bir diğer açıdan Selefi-Vehhabilerin dışında kalan mezheplere karşı bir baskı söz konusudur. İstisnasız (resmi mezhebin dışındaki) tüm mezhepler kendilerine dayatılan dini ve siyasi bir baskıyla karşı karşıyadır. · Suudi Arabistan’daki Şiilerin yaşadığı coğrafya Doğu bölgesiyle sınırlı değildir. Bugün Şiiler, başkent dâhil olmak üzere Suudi Arabistan’ın her bölgesinde bulunmaktadır. Nitekim 30 bin kadar Şii vatandaş iş yahut eğitim dolayısıyla başkentte yaşamaktadır. · Arap yarımadasının tarihi, kültürel ve dini çoğulculuk gerçeğini gün yüzüne çıkartmaktadır. Nitekim (el-Cebur, el-Hevalid ve doğu bölgesindeki diğer yerleşim birimlerine olduğu gibi) Şii bölgelerde Sünni devletler kurulmuş; Necd de dâhil olmak üzere Sünni bölgelerde “el-Ehizeriyyin Devleti gibi) Şii devletleri kurulmuştur. Medine-yi Münevvere de buna dâhildir. Öte yandan İbazilere ait “el-İmame devleti” Amman’da, Zeydiler ait “el-İmame devleti” Yemen’de kurulmuştur. Bunun daha da ötesinde Yahudi Arap azınlıklar Suudi Arabistan’ın güneyinde yaşamaktaydı. Nitekim bu Arap Yahudiler, Yahudi devleti kurulana dek bu bölgede yaşamaya devam ettiler. Dolayısıyla bu çoğulcu gerçeği anlamak, bunu gizleme ve ortadan kaldırma çabalarına son vermek gerekmektedir. Kimileri bunu sanki bir kusur olarak yahut çoğunlukların varlığını mezhebi bir başarısızlık olarak; homojen mezhebi birleşme faaliyetinin başarısızlığı olarak değerlendirmektedir. Bu hakikat göz önünde bulundurulmalı; Irak’taki Şiilerin durumu bugün nasıl gözden geçiriliyorsa, araştırmacı ve gözlemciler toplumsal anlamda Suudi Arabistan’ı yeniden keşfetmeli; arka plana itilmiş bu hakikatleri dikkate almalıdırlar. Miladi 1920’li yıllarda oluşan her iki devletten Suudi Arabistan’daki devletin çehresinin selefi, Irak’taki devletin çehresinin Sünni olması gerçeği bir müddet gizlemeye yetse de; bu gerçeğin varlığını itiraf etmemek suretiyle gerçeklik göz önünde bulundurulmasa da; bu durum gelişecek siyasi hakikatleri değiştirmeyecektir ki bu gelişmelerin bazı yanları mezhebi kütlelerin esasları üzerine kuruludur. Çoğunlukların mezhebi boyutta oluşturduğu bu gerçekliği kabul etmek, bu durumun iç ilişkilerdeki yoğunluğuna rağmen devletin işine gelmemiş; bu yapı hukuki boyuta açıkça yansımamıştır. Yönetim mekanizması, verilen hizmet ve gelir dağılımı açısından da bu durum geçerlidir. Çoğunlukların oluşturduğu gerçekliği görmezden gelmek, belirli bir dini uzlaşının etkinliğini ön plana çıkarmakta, başka akımların varlığına rağmen belirli bir mezhebe hizmet etmektedir. Zira dini çoğulcuğu itiraf etmek ve bu gerçeğe göre hareket etmek diğer mezheplerin dini ve düşünsel hakları meselesiyle ilişkilidir. Aynı zamanda bu kabullenme, devlet tarafından desteklenen mezhebin imtiyazlarının yeninden gözden geçirilmesini gerektirecektir. Bir diğer ifadeyle yönetimin kuruluşu ve mekanizması yeni esaslara göre tekrar belirlenecektir. Ancak bu yönetimin başını çekenler şimdiye dek böyle bir şeyi kendi oluşumları için bir hedef olarak görmemektedir. Şu halde Suudi Arabistan’ın dışarıya yansıtmaya çalıştığı içerideki dini bütünlük imajı, arkasında dini çoğunlukların bulunduğu çeşitliliği gizleme çabalarından başka bir şey değildir. Nitekim Suudi Arabistan’ın çoğunluklara sahip toplumsal haritası böylesi bir rengi taşımakta, bu durum doğru şartlarda karşılıklı diyalogların oluşabilmesi için zemin sağlamaktadır. Ancak bu (çoğunlukların kabullenilmesi) takdirde toplumun bir kısmının diğer bir kısmına kendisini dayatması ortadan kalkabilecektir. Devletin, hâlihazırda mezhebi çoğulculuğu itiraf etmesinin temellerini atmaya yönelik dini hoşgörü ortamını oluşturacak zemini reddetmesi, ihtilafların varlığını kabul etme ilkesi ve düşünce özgürlüğüne fırsat tanımaması radikal seçenekleri beslemektedir. Bu durum da dini olarak baskı altında yaşayanlar açısından, kendilerine devlet tarafından dayatılan zorluklardan kurtulma noktasında yoğun eğilimleri besleyebilir. Çeviren Furkan Torlak Kaynak: Bu yazı 2003 yılı itibariyle kaleme alınmıştır.

7 Ocak 2013 Pazartesi

İsrail dost adnan oktarın anne ve babası yahudi

Not:Bu Yazı Sürekli Olarak Adnan Oktar avukatları tarafından kaldırılmakta.O yüzden bu haberin hızlı şekilde yayılması ve paylaşılması rica olunur!!! Adnan Oktar'ı son yıllar içinde daha çok karşısındaki boyalı kadınlarla müzik dinleyip eğlenirken görür olduk. Onun daha öncesinde çok büyük çalışmaları ile tanınmıştı. İnternette şöyle açıklamalar var, sizler bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz; Adnan Oktar'ın babası Habib Gerez'dir. Habib Gerez ressam,şair ve hahamdır. Habib Gerez kadim bir arap yahudisidir. Adnan Oktar'ın annesi ise Sami Günzberg'in kardeşi Hani'dir. Sami Günzberg bir alman yahudisidir ve Osmanlı sarayında dişçilik yapmıştır. Yani Adnan Oktar hem anadan hem babadan yahudidir. Kadıköy adliyesine başvurup soy ismini degiştirdi Adnan Gerez oldu Adnan Oktar. Neden HARUN YAHYA ismini kullanıyor peki ? Kur'an-ı Kerimde 28 tane peygamber isminden neden Hz.Harun ve Hz.Yahya'nin isimlerini seçti acaba hiç düşündünüz mü ? Hz.Harun, Hz.Musa'nin agabeyi ve yardımcısıydı. Hz.Yahya ise Hz.İsa'nın yardımcısıydı. Eğer Adnan Oktar MUSA ve İSA ismini kullansa bunun manasını herkes pat diye anlar, ama Yahudilerin Hz.Musa'sı ve Hristiyanlarin Hz.İsa'sının yardımcılarının isimlerini kullanınca bunu öyle herkes anlamaz. HARUN ve YAHYA ismini kullanması onun Hristiyanlik ve Yahudiliği birleştirmek istediğini gösteriyor. Adnan Oktar'ın 'TAPINAKCILAR VE MASONLUK' isimli kitabını internetten okuyabilirsiniz. Kitabın sonlarına doğru "P2 VE GLADYO" isimli bir bölüm var. Orada Gladyo anlatılıyor. Youtube'a girin "HARUN YAHYA DOĞU PERİNÇEK" yazın bir video çıkacak orada Doğu Perinçek'in Gladyo hakkında bir açıklamasını Adnan Oktar okuyor ve Adnan Oktar yanindakine soruyor "GLADYO NE YAHU" iste bu kadar. O kitapları kendisi yazsaydı Gladyo nedir bilirdi ama o kitapları kendisi yazmıyor yanındakiler yazıyor onun ismi ile basılıyor. Cahil bir adamdır kendisi ne tarih bilir ne din hakkında bir şey bilir ne fen ilimlerinden anlar. Adamın çalışan tek sevk-i tabiisi testesteron. Kitapları bedava dağıtılıyor, Mecmuaları bedava dağıtılıyor, yüzlerce internet sayfası var TV Kanalı bir tek reklam almadan nasıl yaşıyor bu ekonomik güç nereden geliyor. Dikkat edin bu adam Amerika ve İsrail hakkında bir şey söyleyemiyor !

19 Aralık 2012 Çarşamba

gsm cep telefonu kodları

sagem myx3d
v * gizli menü

*#06# imei
> * << * < * Sony Ericsson: Gizli servis-menüsünü açığa çıkarmak
burada çengeller joystick'teki sol-sağ yön tuşlarını temsil ediyor


Samsung: Yazılım sürümü ve sıfırlama
*#9999*, *#9999#, *1234#, *#1234# veya *#1234*
*#8999*8378# ile sürüm, H/W testi, kilitleme durumu, SIM kart ve
üretim hakkında bilgiler edinebiliyorsunuz. *2767*3855# ile Samsung
cep telefonlarını tamamen sıfırlayabilirsiniz (full-reset).


Nokia cep telefonunuzun garanti menüsüne girebilirsiniz. Cihazın ne
zaman üretildiğini ve satıldığını öğrenebilirsiniz.
*#92702689#
Püf nokta: Bu kodu kullandıktan sonra cep telefonunuzu kapatıp
açmalısınız.

Nokia: Ürün seri numarasını görmek
Nokia'lar IMEI numarasının dışında özel bir ürün seri numarası da
gösteriyor. Bu kod ile bunu öğrenebilirsiniz.

Kod: *#7760#

Nokia: Internet yapılandırmasını sıfırlamak
Nokia cep telefonunuzda mobil internet için yaptığınız değişiklikleri
isterseniz bu kod ile silebilirsiniz:

Kod: *#335738#

İpucu: Güvenlik kodunuzu hazır edin, zira devamında güvenlik sorgusu
yapılıyor.

Nokia: Bluetooth donanım adresini öğrenmek
Bluetooth cep telefonunu notebook gibi farklı cihazlarla iletişime
geçirmek için uygun Bluetooth donanım-adresini tanımalısınız. Gerekli
kod aşağıda:

Kod: *#2820#

Nokia: WLAN MAC-adresini öğrenmek
Nokia'nız ile kablosuz ağa bağlanmak için cihazın MAC-adresini
öğrenmelisiniz. Bu kod ile adresi hemen öğrenebilirsiniz:

Kod: *#62209526#

Nokia: Fabrika ayarlarına geri dönmek
Nokia cep telefonunuzu ayarlar konusunda sıfırlamak istiyorsanız bunu
birkaç tuş tıklaması ile yapabilirsiniz. Bu işlem sırasında
verileriniz kaybolmaz:

Kod: *#7780#

Nokia: Komple sıfırlama
Eğer hiçbir şey işe yaramazsa bazen sıfırdan başlamak işe
yarayabilir. Nokia telefonlarda bu işi veri kaybı gerçekleşeceğini de
dikkate alarak şu kodla yapabilirsiniz:

Kod: *#7370#










Nokia: Görüşme netliğini (EFR) açmak
Ses sıkıştırma standardı olan EFR (Enhanced Full Rate) daha iyi bir
görüşme kalitesi sağlar. Tabi, bu özelliği açtığınızda daha fazla pil
kullanımı söz konusu olur. Kapatırsanız da konuşma kalitesinden
feragat edersiniz. Bu özelliği açmak için:

Kod: *3370# Kapatmak içinse: #3370# kodunu kullanın.

Siemens: Servis bilgilerini öğrenmek
Siemens cep telefonlarına *#06# girerek IMEI numarası ile bağlantılı
bilgileri görebilirsiniz: Soldaki softkey'e tıkladıktan sonra
telefonun yazılım sürümünü öğrenebilirsiniz. Tıklamaya devam edip
cebiniz hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz.

Eğer SIM kartınız SIM Clock Stop Modus özelliğini destekliyorsa
bataryanız daha fazla dayanabilir. Zira özellik etkin olduğunda kart
üzerinde işlemci, yapılacak iş olmadığında kendini uyku moduna
geçirir ki, bu da büyük bir enerji tasarrufu sağlar.

Kod: *#746025625#

Her aramayı hemen aktar
Programlama: **21*Hedef numara# arama tuşu
Pasif hale getirmek: #21# arama tuşu
Etkin hale getirmek: *21# arama tuşu
Silmek: ##21# Arama tuşu
Durumu denetlemek: *#21# Arama tuşu
Püf nokta: Bir kere programlandığında aktarma silinene kadar hedef
numaranın tekrar girilmesine gerek kalmıyor.

Cevap verilmezse aktar
Programlama: **61* Hedef numara**(5 ila 20 saniye arasında süre)#
Arama tuşu
Pasif hale getirmek: #61# arama tuşu
Etkin hale getirmek: *61# arama tuşu
Silmek: ##61# Arama tuşu
Durumu denetlemek: *#61# arama tuşu
Püf nokta: Verilen süre içinde cevap verilmezse çağrı hedef numaraya
yönlendirilir.




Ulaşılamazsa aktar
Programlama: **62* Hedef numara# Arama tuşu
Pasif hale getirmek: #62# Arama tuşu
Etkin hale getirmek: *62# Arama tuşu
Silmek: ##62# Arama tuşu
Durumu denetlemek: *#62# Arama tuşu
Püf nokta: Eğer telefonunuz kapalıysa veya çekmiyorsa bu kod aktarma
işlemini gerçekleştirir.

Meşgulse aktar
Programlama: **67*Hedef numara# Arama tuşu
Pasif hale getirmek: #67# Arama tuşu
Etkin hale getirmek: *67# Arama tuşu
Silmek: ##67# Arama tuşu
Durumu denetlemek: *#67# Arama tuşu
Püf nokta: Etkinleştirildiğinde bir görüşme sırasında gelen çağrılar
aktarılır.

Tüm aktarmaları silmek
##002# Arama tuşu ile tüm aktarmalar silinir. Hedef numaralar da
kaybolur.

Arayan kimliğini göndermek
Numaram gözüksün: *31# Telefon numarası Arama tuşu
Numaram gözükmesin: #31# Telefon numarası Arama tuşu
Durumu denetleme: *#31# Arama tuşu
İpucu: Bu kod sadece o an yapılan arama için geçerlidir, diğerlerinde
şebeke standardı geçerli olur. Güncel cep telefonlarında menüde
arayan kimliği gönderimi sabit olarak ayarlanabiliyor.

Arama bekletme
Açmak: *43# Arama tuşu
Kapatmak: #43# Arama tuşu
Durumu denetleme: *#43# Arama tuşu
Püf nokta: Bekletme etkinleştirildiğinde bir görüşme yaparken farklı
bir kişi tarafından aranabilirsiniz. Hangi görüşmeyi devam ettirmek
istediğinizi seçebileceksiniz.

Bekletilen numarayı reddetmek
Kod: 0 arama tuşu (konuşma sırasında)

Mevcut görüşmeyi bitirip bekletilen aramayı kabul etmek
Kod: 1 arama tuşu (konuşma sırasında)

Mevcut görüşmeyi duraklatıp bekletilen aramayı kabul etmek
Kod: 2 (konuşma sırasında)

Mevcut görüşme ile duraklatılan görüşmeyi değiştirmek
Kod: 2 (konuşma sırasında)

Konferans başlatmak
Kod: 3 arama tuşu (konuşma sırasında)

PIN'leri değiştirmek
PIN1: **04*eski PIN*yeni PIN*yeni PIN#
PIN2: **042*eski PIN*yeni PIN*yeni PIN#
Ek bilgi: Bu özellik ile kolayca PIN kodunuzu değiştirebilirsiniz.
İşlemi doğrulamak için sonunda kare tuşuna basmanız yeterli.

Yapılan aramaları engelleme
Şebeke: Tüm şebekeler, operatör tarafından serbest bırakılması
gerekiyor
Açmak: *33* Engelleme şifresi # Arama tuşu
Kapatmak: #33* Engelleme şifresi # Arama tuşu
Durumu denetleme: *#33# Arama tuşu
Püf nokta: Bu özelliği aktif hale getirecek engelleme şifresini
operatörünüzden almalısınız.

Uluslar arası aramaları engelleme
Şebeke: Tüm şebekeler, operatör tarafından serbest bırakılması
gerekiyor
Açmak: *331* Engelleme şifresi # Arama tuşu
Kapatmak: #331* Engelleme şifresi # Arama tuşu
Durumu denetleme: *#331# Arama tuşu
Püf nokta: Yurtdışına yapılan aramalar sonucu oluşan yüksek
faturalardan kaçınmak için bu özellikle yapılan aramaları tamamen
engelleyebilirsiniz.

Ülkeniz hariç uluslar arası aramaları engelleme
Şebeke: Tüm şebekeler, operatör tarafından serbest bırakılması
gerekiyor
Açmak: *332* Engelleme şifresi # Arama tuşu
Kapatmak: #332* Engelleme şifresi # Arama tuşu
Durumu denetleme: *#332# Arama tuşu
Püf nokta: Operatörünüzden bulunduğunuz ülke içi ve kendi ülkenize
yapılan aramalar dışındaki aramaları engellemesini ister.

Gelen aramaları engelleme
Şebeke: Tüm şebekeler, operatör tarafından serbest bırakılması
gerekiyor
Açmak: *35* Engelleme şifresi # Arama tuşu
Kapatmak: #35* Engelleme şifresi # Arama tuşu
Durumu denetleme: *#35# Arama tuşu
Püf nokta: Bu kod operatörünüzden, gelen tüm aramaları engellemesini
ister.

Yurtdışından gelen aramaları engelleme
Şebeke: Tüm şebekeler, operatör tarafından serbest bırakılması
gerekiyor
Açmak: *351* Engelleme şifresi # Arama tuşu
Kapatmak: #351* Engelleme şifresi # Arama tuşu
Durumu denetleme: *#351# Arama tuşu
Püf nokta: Operatörünüzün, siz yurtdışındayken arayan tüm numaraları
engellemesini ister.